Soruşturma

Eğer zanlı veya zanlılar ile akrabalığınız, evlilik bağınız, yasal partnerliğiniz varsa veya evlilik yoluyla akrabalığınız bulunuyorsa veya eskiden olduysa veya onunla nişanlanmışsanız, ifade vermeyi reddetme hakkınız vardır. Nişanlılık durumunda, ifade vermeyi reddetme hakkı, nişanın bozulmasıyla sona erer.

İfade vermeyi reddetme hakkı sizi ifade verme yükümlülüğünden kurtarır. Ancak mahkemenin veya savcılığın daveti durumunda zamanında randevuya gelme yükümlülüğünüz bulunur. Dolayısıyla davete uymanız gerekmektedir. Savcılık ve mahkeme sonrasında, ifadeyi reddetme nedeni veya ifadeyi reddetme hakkının gerçekten var olup olmadığını kontrol eder. Bunun için ifadeyi reddetme nedeninizi, dolayısıyla evliliğin, partnerliğin, nişanın veya akrabalık ilişkisinin devam ettiğini yeminli beyanla inandırıcı hale getirmenizi isteyebilirler.

İfadeyi reddetme hakkınız varsa ve bunu kullandıysanız, işlem bundan bağımsız olarak da gerçekleştirilebilir. Savcılık ve mahkeme bu durumda, suç fiilinin başka delillerle, örneğin polis memurlarının ifadesi, fotoğraflar veya bir acil çağrı ses kayıtları ile ispat edilip edilmeyeceğini kontrol eder.

İfadeyi reddetme nedeni mevcut değilse her tanık (kadın) ve her tanık (erkek) ve yaralı kişi olarak siz de ifade vermekle yükümlüsünüz. Nedensiz olarak ifade vermeyi reddederseniz, size para cezası verilebilir.

Bilgi:
İfadeyi reddetme hakkınız varsa ve bunu kullandıysanız, işlem bundan bağımsız olarak da gerçekleştirilebilir.

Her tanık (kadın) ve her tanık (erkek), ifadeyi reddetme hakları olan ancak bunu kullanmayanlar dahil olmak üzere gerçeği söylemek zorundadır. Bunun için suç fiili ile ilgili olan her şey dahildir. Bir tanık (kadın) veya bir tanık (erkek) gerçeği söylemezse, kendini suçlu duruma düşürebilir. Savcılık ve mahkeme böyle bir durumda resmen bir soruşturma ve cezai takibat başlatır. Gerçeği söyleme yükümlülüğü arasında, somut olgu hakkında bilgi sahibi olunan her şeyi söylemek de bulunmaktadır.

Gerçeği söyleme yükümlülüğü, kişiye ait bilgileri de kapsamaktadır. Şahitlere, ifadelerinin başında isimleri, soy isimleri, doğum adları, yaşları, meslekleri ve ikametleri sorulur. Yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak kendinizi suçlanan kişi veya onun yakınları tarafından tehdit altında hissediyorsanız, ifadenizin alınmasından önce koruma önlemlerinin kontrol edilebilmesi, hazırlanabilmesi ve uygulanması için her durumda polis, savcılık ve gerektiğinde mahkemeyi bu konuda bilgilendirmelisiniz.

Bilgi:
(yeni) ikamet veya konaklama yerinizi mutlaka bildirmek zorunda değilsiniz.

Olay hakkında her tanığın (kadın) ve her tanığın (erkek) ifade alınma sırasında öncelikle arada sorular sorulmadan, bildiklerini anlatması gerekmektedir. Daha sonra sorular sorulabilir. Kişisel soruların sorulmasına ancak cevaplarının kesinlikle gerekli olması durumunda izin verilir. Bu aynı şekilde utanç verici, mahremiyet konuları ile ilgili veya gerçeğe uygun olarak cevaplanmalarının tanığı (kadın) veya tanığı (erkek) veya akrabalarını ya da evlilik bağı ile bağlı olduğu kişileri ifşa edebilecek olan sorular için de geçerlidir. Yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak, size sorulan bu tür bir soruya cevap vermek zorunda olup olmadığınızın kontrol edilmesini rica edebilirsiniz. Yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak, fiilin sizin üzerinizde hangi etkileri olduğunu bildirme hakkınız vardır.

Tüm tanıklar, ifade verme işlemine bir avukat getirebilir. Belirli durumlarda avukat desteği, mahkeme tarafından da talep edilebilir.

Bundan bağımsız biçimde yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak, tanık ifadenizin alınması sırasında güvendiğiniz bir kişiyi yanınızda bulundurabilirsiniz, örnek olarak bir arkadaş veya profesyonel danışman (tanık refakati, psikososyal dava refakati). Bu tür bir talep sadece istisnai durumlarda reddedilebilir. Bunun gerekçelendirilmesi gereklidir.

Suç fiili özellikle

• kasıtlı yaralama, tehlikeli yaralama,
• ağır yaralama,
• Korunması gereken kişilerin istismarı,
• cinsel zorlama, tecavüz,
• cinayet veya öldürmeye teşebbüs,
• İzlenme (Stalking) veya
• şiddete karşı koruma yasasının ihlali ise

yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak, savcılık tarafından verilen iddianameye feri dava ile katılma imkanınız vardır. Bunu mahkemeye karşı açıkça bir ifade ile gerçekleştirmeniz gerekmektedir, bununla birlikte katılma bildiriminin bir avukat (feri dava vekili) tarafından yapılmasını da sağlayabilirsiniz. Feri davacı (kadın) veya feri davacı (erkek) olarak dava içerisinde örneğin dosyaların incelenmesi hakkı, tüm ana duruşma sırasında bulunma hakkı ve davalıya ve tanıklara soru sorma ve kendi kanıt taleplerinizde bulunma gibi daha ileri haklarınız vardır. Ayrıca bir beraat kararı durumunda karara karşı itiraz veya düzeltme talebinde bulunabilirsiniz, ancak bu sizin için maliyetler de oluşturabilir. Tüm bu hakları sizin adınıza bir avukat da kullanabilir. Feri davanın hukuksal vekaleti için yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak dava maliyeti yardımı talebinde de bulunabilirsiniz. Özellikle ağır suç fiillerinde, devlet hesabına da bir avukat tutulabilir.

Ağır suç fiillerinde savcılık, yaralı kişi olarak siz veya suç fiilinin diğer tanıklarının baskı altına alınması tehlikesi söz konusu ise (karartma tehlikesi) veya sanık firari ise veya yargılamadan kaçmaya çalışıyorsa (kaçma veya kaçma tehlikesi), henüz iddianame verilmeden önce sanık (kadın) veya sanık (erkek) hakkında mahkemeden bir tutuklama emri talebinde bulunabilir. Ağır, önemli cezai suçların tekrarlanması riski bulunduğunda da bir tutuklama emri talep edilebilir. Tutuklama emrini daima mahkeme verir.

Sanık tutuklama emrine karşı şikayette bulunabilir veya tutukluk durumunun gözden geçirilmesini talep edebilir. Bunun üzerine tutuklama emrinin kaldırılması veya örneğin güvenlik şartları ya da temas yasağı gibi koşullar altında infazın durdurulması sonucunda hapisten tahliye kararı verilirse, sanık yeniden serbest bırakılır. Yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak savcılıktan bu konuda bilgilendirilme talebinde bulunduysanız, tahliye bildirimi size verilebilir. Böylece sanık ile olası bir karşılaşmaya kendinizi hazırlayabilirsiniz. Sanığa sizinle temas yasağı verilmişse, eğer sizinle buna rağmen temas kurması veya kurmaya çalışması durumunda her halükarda polisi bilgilendirmeniz gerekmektedir.

Savcılık, olayın artık açıklığa kavuşturulması mümkün veya gerekli değilse ve bu nedenle daha fazla soruşturma yapılması gerekmiyorsa, sanığın bir mahkeme tarafından mahkum edilme ihtimalini kontrol eder, buna yeterli şüphe denir. Bu söz konusu değilse, örneğin bulunan delillerin sanığı (erkek) veya sanığı mahkum etmeye yeterli değilse, savcılık soruşturmayı sonlandırır. Bu konuda şikayette bulunan kişiler ve yaralı olarak siz bilgilendirilirsiniz. Yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak bu gibi durumlar hakkında şikayette bulunabilirsiniz. Bunu ya kendi başınıza ya da bir avukat yardımıyla yapabilirsiniz.

Sanığın mahkum edilmesi muhtemel ise ancak az kusurlu hafif bir suç söz konusuysa savcılık soruşturmayı hafif kusur nedeniyle başka koşula bağlı kalmaksızın sonlandırabilir. Bunusanığın ve yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak sizin onayınız olmadan yapabilir. Ancak ya bizzat ya da bir avukat yardımıyla dosya hakkında bilgi talep edebilirsiniz.

Sanığın mahkum edilmesi muhtemel ise savcılık, mahkeme tarafından mahkumiyetin gerekli olmadığı kanaatindeyse, örneğin sanığın kusuru o kadar ağır değilse veya yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak cezalandırmayı gerekli bulmuyorsanız ve bu nedenle bir ceza şikayetinde bulunmadıysanız, sanığa koşullar veya talimatlar verebilir. Bu, bazı durumlarda sadece mahkemenin onaylaması durumunda olabilir. Koşullar yaralı (kadın) veya yaralı (erkek) olarak sizi ilgilendirebilir. Belirli koşullar konusunda tavsiyeler verebilirsiniz. Koşul örnek olarak şunlar olabilir,

• oluşan hasarın telafi edilmesi,
• toplum yararına bir kuruluşa belli miktarda bir paranın ödenmesi,
• ücretsiz olarak toplum yararına bir işte çalışma,
• yaralı kişi olarak sizinle, eğitimli bir kişi gözetiminde bir fail kurban uzlaşmasının gerçekleştirilmesi veya
• örneğin şiddet olmayan bir yaşamın öğretildiği bir eğitim kursuna katılmak.

Verilen koşul veya talimatın altı aylık bir süre içerisinde, bir sosyal eğitim kursu durumunda bir yıllık bir süre içerisinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Sonrasında süreç nihai olarak durdurulur ve böylece tamamlanır. Koşul yerine getirilmezse, savcılık bir kamu davası (iddianame) açar veya mahkemeden yazılı bir karar (ceza kararnamesi) talebinde bulunur.

Savcılık, Sanığın mahkumiyeti muhtemelse ve sürecin koşullu veya koşulsuz sonlandırılması söz konusu değilse ya bir yazılı karar (ceza kararnamesi) talep eder ya da bir kamu davası (iddianame) açar. Bir ceza kararnamesi verilmesi veya iddianame temelinde bir ana davanın yürütülmesi kararını mahkeme verecektir.